
Kan bağışının etkilerine değinen Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Başak Adaklı Aksoy, “Tertipli kan bağışçıları bir taraftan insanlara yardım etmenin içsel hazzını yaşarken öteki taraftan da öncesinde geçtikleri tıbbi taramalarla sıhhat durumlarının kontrolünü elde etmiş olurlar. Kan bağışı yardımıyla kan icra eden ilik hücrelerinin emek harcaması uyarılarak sistemdeki hücrelerin yapımı artar ve vücuttaki kan hücreleri yenilenir. Ek olarak tertipli kan bağışının kalp ve karaciğer sağlığı üstünde pozitif katkıları olduğu da bildirilmiştir” dedi.
Medical Park Bahçelievler Hastanesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Başak Adaklı Aksoy, 14 Haziran Dünya Kan Bağışçıları Günü dolayısıyla kan bağışının önemi hakkında açıklamalarda bulunmuş oldu.
“Kan devamlı bir ihtiyaçtır”
Kan bağışının önemine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Aksoy, “Kan devamlı bir ihtiyaçtır. Vatanımızda her gün binlerce hastanın kan ihtiyacı olmaktadır. Planlı ameliyatlar, kazalar, malum kan hastalıkları ve onlarca başka durumda her yaştan hastanın kan ihtiyacı olabilmektedir. Doğumdan ölüme kadar her an kan ihtiyacımız olabilir. Zelzele benzer biçimde muhteşem durumlar kan ihtiyacını artırabilir. Kan ihtiyacının sağlanması sadece gönüllü vericilerin bağışları ile mümkündür” diye konuştu.
“Kan bağışı sonrası bolca sıvı alınmalı”
Kan bağışından ilkin ve dikkat edilmesi gerekenlerden bahseden Dr. Öğr. Üyesi Aksoy, “Ilk olarak bağışçının gönüllü olması gerekir. Bağışçının bilgilendirilmiş onamı okumuş, anlamış ve soruları açıklıkla cevaplayarak imzalamış olması önemlidir. Kan bağışında bulunacak şahıs, kan bağışı öncesindeki son 24 saat içinde alkol kullanmamış olmalı ve tertipli kullanılması ihtiyaç duyulan ilaçlar hariç ilaç kullanmamış olmalı ve son 1 saat içinde hafifçe bir yiyecek yemiş olmalı, aç olmamalıdır. Kan bağışı sonrası ilk 1 saat dinlenme konumunda olmalı, bolca sıvı almalı, bağışı izleyen iki saat süresince sigara içmemeli, bilhassa dikkat gerektiren işlerden kaçınılmalıdır” dedi.
“Kan bağışına engel durumlar”
Dr. Öğr. Üyesi Aksoy, kan bağışına engel olabilecek durumları ise şu şekilde sıraladı: “Sebebi bilinmeyen ateş, cinsel yolla bulaşan hastalık, madde kullanma geçmişi, HIV, Hepatit B, Hepatit C enfeksiyonları ve kanama pıhtılaşma bozukluğuna sebep olabilecek kan hastalığı mevcut ise kan bağışı kabul edilmez.”
“Vücutta kan hücreleri yenilenmiş olur”
Kan vermenin vücut üstüne etkilerine değinen Dr. Öğr. Üyesi Aksoy, “Kan icra eden ilik hücrelerinin emek harcaması uyarılarak sistemdeki hücrelerin yapımı artar ve vücutta kan hücreleri yenilenmiş olur. Tertipli kan bağışçıları bir taraftan kan bağışlamanın ve gerekseme sahibine yardım etmenin içsel hazzını yaşarken öteki taraftan da öncesinde geçtikleri sorgulama ve kısmi tıbbi taramalar sonucunda sıhhat durumlarının kontrolünü elde etmiş olurlar. Kan bağışının kalp ve karaciğer sağlığı üstüne pozitif katkıları olduğu bildirilmiştir. Bilgilendirilmiş onam formu açıkça ve net yanıtlandığı sürece, kan bağışına uygunluk bağış merkezi tarafınca değerlendirildiğinden kan bağışının malum bir ziyanı yoktur” ifadelerini kullandı.
“Bayanlar 4, erkekler 3 ay ara ile bağışta bulunabilir”
Tam kan bağışının hanımlarda 4 ay, erkeklerde 3 ay ara ile yapılabileceğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Aksoy, “18-60 yaş arası sağlığı elverişli hepimiz bağışçı olabilir. Bağışçının vücut ağırlığı minimum 50 kilo olmalıdır. Gebelik şüphesi olanlardan ve gebelerden kan bağışı kabul edilmemektedir. Hanımlarda hissedilen bir mesele yoksa, menstrüel periyod bağışa engel olmasa da bağışçının o gün bolca sıvı alması ve dinlenmesi istenir. Ramazan ayı süresince günlük sıvı alımı azaldığından oruç açıldıktan sonrasında kan bağışı önerilir. Son 3 ay içinde cerrahi bir işlem geçirmiş kişiler bağışçı olamamaktadır” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.
Kaynak: IHA